(a) meraklısı olmak, ilgilenmek, ilgi duymak.
He used to go in for basketball. (b) meşgul olmak, uğraşmak, meşgale edinmek, yapmaya çalışmak, … için mücadele etmek, …'den zevk almak.
I don't go in for sports. (c) katılmak, iştirak etmek, girmek.
I go in for examination next week.